“ROLÜM İÇİN SAKALLARIMI KESTİM, ZAYIFLADIM”

Kanunsuz Topraklar’daki rolünüz Ali Gelik ile başlamak isteriz. Çapkın bir maden patronunu canlandırıyorsunuz. Nasıl bir role hazırlık süreci geçirdiniz? Senaryoyu okurken endişeleriniz oldu mu rolünüz ile ilgili?

Çok keyifli bir senaryo ve karakter. Hazırlık süreci bir bakıma yorucuydu, dönem işi olduğu için o dönemi, neler yaşandığını tarihçi arkadaşlarımdan, kitaplardan ve belgesellerden araştırdım. Sakallarımı kestim ve biraz zayıfladım bu rol için. Bir karaktere hazırlanırken değişip, dönüşmek benim için keyifli. Senaryoyu okuduktan sonra nasıl bir karakter çıkaracağıma dair endişelerim oldu. İyi veya kötü bir karakteri çıkarmanın yanı sıra seyircinin özdeşim ve bağ kurabileceği bir karakter olmasını istedim. Bu bağlamda senaristimiz ve yönetmenimizle beraber iletişim halinde olarak en doğru duyguyu bulmaya çalıştık ve bu endişelerimin önüne geçtik…

“HİÇ KÖTÜ ADAMI OYNADIĞIMI DÜŞÜNMÜYORUM”

Hazır Kanunsuz Topraklar’daki karakterinizi konuşuyorken kariyeriniz boyunca çok fazla kötü adam karakterine hayat verdiniz. Hayatınıza iyi ya da kötü bir etkisi oldu mu bu durumun?

Kötü adamı oynamadım aslında haklı sebepleri olan es geçilmiş, mağdur olmuş ve bir kenara itilince bu durumlara kızmış, sinirlenmiş karakterlere hayat verdim. Hepsinin de yaptığı eylemlerde haklı nedenleri vardı. Kötü kelimesini çok basit kullanabiliyoruz ama açılımı ile ilgili belli sıkıntılarımız var. Net söylemeliyim ki; hiç kötü adamı oynadığımı düşünmüyorum, sadece bazı karakterlerin yaşadıklarının, zaaflarının onları getirdiği noktalara geliş süreçlerini oynadım şu güne kadar…

Meslek lisesi eğitimi ve üzerine konservatuar eğitimi. Oyunculuğa olan ilginizi geç mi fark ettiniz yoksa şartlar mı bu şekilde gelişti?

Aslında oyunculuğuma olan ilgimi ben fark etmedim. Çocukluğum çok keyifli bir aile ortamında geçti. Birinin başından geçmiş hikayeleri trajikomik haliyle anlatmayı seviyordum. Bunu da ilk fark eden Sevda teyzem oldu. Tiyatro ile ilgilenen, arka mahallemizdeki bir başka çocukla tanıştırdı beni. Ondan sonra her şey bu şekilde gelişti ve evrildi diyebilirim. Yani bir bakıma bugüne gelmemdeki etken Sevda teyzemin bendeki bu ışığı görmesiydi...

 

“İŞİMİ HASTALIKLI DERECEDE SEVEREK YAPIYORUM”

Eğitimlerinizin ardından dur durak bilmeden çalışmaya başlamışsınız. Birçok sinema filmi ve dizide yer aldınız. En büyük motivasyonunuz nedir işinize karşı? Canlandırdığınız karakterlerden çıkmak ve yeni karakterleri benimsemek zor oluyor mu?

İşimi hastalıklı derecede severek yapıyorum. Araştırıyorum, okuyorum. Ama eşimle tanıştıktan ve çocuğumuz doğduktan sonra en büyük motivasyonum onlar oldular. Artık nerelere gidebileceğimin hayallerini kuruyorum. Deformasyonları oluyor tabii önceki karakterden çıkmanın da... Duygusal durumlarını, jestlerini, mimiklerini canlandıracağım yeni karaktere yansıtmamaya çalışıyorum.

Bir röportajınızda her gün o güne dair notlar aldığınızı belirtmişsiniz. En son aldığınız notlardan birini bizimle paylaşır mısınız?

Evimde çok fazla defter var. Defter bulamadığım anlarda senaryomun arkasına bile yazarım. En son Kemal Tahir’in “Rahmet Yolları Kesmiş” kitabını okudum ve arkasına kızım Asya için bir not yazdım…

İyi bir okur yazar olduğunuzu da biliyoruz. Nedir Necip Memili’nin cümlelerinin altını en çok çizdiği kitabı?

Öyle belli bir kitap yok ama hemen hemen her okuduğum kitapta hoşuma giden bölümleri çizerim ve kendi defterime de notlar alırım…

“EN BÜYÜK HAYALİME ASYA İLE KAVUŞTUM”

Son verdiğiniz röportajınızda “Artık kızımın ve eşimin hayallerini gerçekleştirmek için çalışan biriyim” demiştiniz. Peki, kendi kariyeriniz ve hayatınıza dair en büyük hayaliniz nedir? 

Asya’ydı hayalim. En büyük hayalim bir kız çocuğumun olmasıydı. Rahmetli babam ben doğduktan sonra küçük kardeşlerimin kız çocuğu olmasını istemiş. Ben de kendimde babamın bu hayalini gerçekleştirmeyi istedim ve buna kavuştum…

“DÖNEM İŞLERİ NEFES ALMAK GİBİ BENİM İÇİN”

Kanunsuz Topraklar’a geri dönersek, 1940’lar dönemini anlatıyor dizi. Profesyonel olarak size hissettirdiği farklı duygular var mı dönem işlerinin?

“Kanunsuz Topraklar” benim 2. dönem işim. Bir önceki dönem işim olan Hanımın Çiftliği’nde beraber olduğumuz aynı ekiple yapımcımız Faruk Turgut, yönetmenimiz Faruk Teber ve senaristimiz Zülküf Yücel ile tekrar çalışmak çok anlamlı benim için. Özgün bir senaryomuz var ve çok güzel bir hikaye anlatılıyor. Günümüzde de sık karşılaşacağımız haksızlıklara göğüs geren bir adamın hikayesi ele alınıyor. Aşkın tema olarak daha arkada durduğu değişmekte ve gelişmekte olan Türkiye’deki maden işçilerinin mücadelesini görüyoruz. Günümüzde tarih bilgisinin içinde resmedilmek çok güzel. O dönemin kostümlerini giymek o dönemin arabalarına binmek sanki sizi bugünden ayırıyor. Dönem işleri sanki her şeyin yavaşlaması, dingin hale gelmesi gibi, nefes almak gibi benim için…

Hürriyet Mahallesi benim için?

Çocukluğum…

Hayatım boyunca izleyebilirim dediğiniz 3 film?

“Matrix”, “Eternal Sunshine Of The Spotless Mind” ve “Köpeklerin Günü”.

........ rolüne hayat vermeyi çok isterim.

Orhan Kemal’in Hanımın Çifliği’ndeki Muzaffer Ağa karakteri ve 1960’larda İstanbul’da bir çok banka soygunu yapıp, polisler tarafından bir türlü yakalanamayan Chevrolet Necdet lakaplı Necdet Elmas…