“SONER’İN AKGÜN İLE BENZERLİĞİ VAR”

 

Sizi Son Yaz dizisinde Soner karakteriyle izliyoruz. Soner aslında travmaları olan, yaralı bir karakter. Soner’in yıllar içerisinde neden bu hale geldiğini biraz sizden dinleyebilir miyiz?

Soner’in hikayesi biraz baba hikayesi. Akgün ile aslında benzerliği var bu anlamda. Beraber bir çocukluk geçirdiklerini biliyoruz. O yüzden aslında hem babasına çok düşkün hem de babasının mağduru bir çocuk, bütün yaptıkları ve yapacakları da temel olarak buradan besleniyor. Zaten 'kötü adam' demek sınırlayıcı olur, sebepleri var ve hikaye ilerledikçe öğreneceğiz.

 

Soner’in Akgün ile arası pek de iyi değil. Geçtiğimiz bölümde Soner ve Yağmur’un konuşmuş olmaları bile Akgün’le ters düşmelerine sebep oldu. Nereye evrilecek bu Soner-Akgün hikayesi?

Soner- Akgün hikayesi, beraber büyüdüklerini düşünürsek biraz Habil - Kabil hikayesini esasen. Soner Akgün’ün yaptıklarına dışarıdan bakmış, Akgün’ün elde ettiklerine ulaşamamış. Başka bir kadından doğduğu için kardeşleri tarafından dışlanmış ve babasından hiçbir zaman o sevgiyi görmemiş bir adam. Bu da Akgün ile Soner’in arasındaki farkı belirleyen şey. İlişkileri aslında klişe bir iyi-kötü çatışmasıyla da ilerlemiyor. Biz de hikayeyi takip ettiğimizde aslında bununla ilgili sinyaller alıyoruz.

 

“SONER NAZ KARŞISINDA KIVRAK ZEKASINI KAYBEDİYOR”

 

Şu anda Soner’in Naz’a olan aşkına da şahit oluyoruz. Soner dünyayı Naz’ın ayakları altına sermek istese de kızı çok etkileyemiyor gibi bir hali var. Neler hissediyor şu anda Soner?

Soner belki de ilk kez birine karşı, her zaman olduğundan farklı davranıyor. Bu zaten elinde olan, isteyerek yaptığı ve tercih ettiği bir şey değil. Bunun sonuçlarını da aslında kendisinde gözlemlemeye başlayacak kadar da kıvrak zekalı biri Soner. Ama onun karşısında bu kıvrak zekasını kaybediyor ve nasıl davranacağını bilmeyen bir adama dönüşüyor. Bu yüzden de aslında Naz onu ilk kez gerçek bir hisle tanıştırıyor. Bilmediği yerden yaptığı jestler Naz gibi birinde karşılığı tamamen eril, hayvani bir şeye dönüşüyor. Şimdilik ilişki kurmakta zorlanıyorlar en azından.

Son birkaç yıldır sizi daha çok sert karakterleri canlandırırken izliyoruz. Böyle karakterleri canlandırmayı özellikle mi seviyor ve tercih ediyorsunuz?

Aslında oyuncunun bunu tercih etme sebeplerinden biri bu tarz karakterlerin ikircikli olması. Kafada başka şeyler ya da hayaller kurabilir. Doğru zemin bu tarz karakterler. Ama bir fark var burada. O da nasıl yazıldığı. İnce işçilik gerektirir, altı dolu olmalı. Yoksa sadece kötülük yapan bir karakter kalır geriye. Bence senaristlerimiz bu anlamda ince akıllı, ince kalpli. Bu da işin rengini belirleyen bir şey. Bu sayede Soner antipatik bir karakter olmuyor. Seviliyor da sanırım bir yerde. Tüm bunların dışında sevilmeyen birini oynamak bu coğrafyada zor evet. İzleyici gördüğü şeyi fazla sahiplenebiliyor.

 

Oyunculuk konusunda kurallarınız var mı?
Hayır.

“İÇİMDEKİ YANGIN’I ENSTALASYON OLARAK ÇALIŞTIK”

 

Liseden beri birçok tiyatro oyununda yer almışsınız - hem yazar, hem yönetmen, hem de oyuncu olarak yer almışsınız bu projelerde. Sevenlerinizi sevindirecek güzel haberleriniz var mı? Tiyatro konusunda bir sürpriz gelir mi?

Pandemi sebebiyle tiyatroların durumu ortada. Özellikle bağımsız tiyatro ve mekanlar zor zamanlardan geçiyor. Üretim de kısıtlanmış durumda. İçimdeki Yangın’ı bu süreçte bir tür enstalasyon olarak çalıştık. Benim yazmış olduğum bir metindi ve prova sürecinde bir şeyler denedik. Aslında nerdeyse kişisel bir çalışmaydı ama bir şeylere dönüştü. Kurgusu bitmek üzere.

 

Hayalinizdeki tiyatro oyununda hangi oyuncuların yer almasını istersiniz?

Bu tarz hayaller kurmuyorum. Hikaye kimin oynayacağıyla ilgili.. kendisi şekil alıyor ve onu talep ediyor.

Bitlisli olduğunuzu biliyoruz. Ailenizden kimse var mı Bitlis’te? Gidip gelme fırsatı buluyor musunuz?

İstanbul’da büyüdüm ve maalesef sonradan görme fırsatım da olmadı.

 

Kar filmiyle 2017 Altın Koza “Umut Vaadeden Oyuncu” ödülüne layık görüldünüz. Sizin için nasıl bir deneyimdi?

Ödüller o akşam için güzel bir tatlı. Tadını çıkarmak için güzel bir sebep. O kadar.

Gelecekte yapılacaklar listenizin ilk üç sırasında neler var?

Tam olarak böyle çalışmıyor kafam. Bu tarz listeler yapan biri değilim. Ama çalışmak var sırada. Bizi çalışmak kurtarır…