“KİMİ ZAMAN SELÇUK TAŞKIN’A SİNİRLENECEKSİNİZ”

 

Sizi “Son Yaz”da Akgün’ün (Alperen Duymaz) babası ve bir organize çete lideri olarak izliyoruz. Neler söylemek istersiniz Selçuk Taşkın hakkında?

Selçuk Taşkın, sert birisi. Gizemli. Yeraltı dünyasının önde gelenlerinden birisi. Büyük saygı görüyor ama (kocaman bir ama), o bir oğul babası. Yani koruyucu. Daha fazla detay vermek istemem izleyip görelim. Sürprizlerin tadını kaçırmayalım. Sert bir insan göreceksiniz. Kimi zaman ona sinirleneceksiniz belki. Dediğim gibi bekleyip görelim.


Selçuk Taşkın aslında Selim Kara’nın uzun süren operasyonu sonucu tutuklanmış. Aralarında ciddi husumet olmasına rağmen, davada tanıklık etmek karşılığında oğlunu savcının korumasına emanet ediyor. Siz senaryonun bu kısmını okuduğunuzda neler düşündünüz?

Bir mafya liderinin savcıya itirafta bulunması ve oğlunu emanet etmesi önce bana büyük bir çelişki olarak geldi. Ancak sonra, klişelerden kurtulmuş, oğlunun hayatını kurtarmaya çalışan bir baba olarak geldi. Bunu yaparken oğluna asla taviz vermiyor. Sert yanını hep önde tutuyor. Asla çelişkisi, pişmanlığı yok, çok net. Her şeyi planlamış gibi. Ölçülü.

 

“BİR KARAKTERE ‘BU KÖTÜ ADAM, BU İYİ ADAM’ DİYE YAKLAŞMAM”

 

Böyle karanlık bir karakteri canlandırmanın size göre ne gibi zorlukları var?

Bu tür karakterleri düşünürken ben her zaman onun yaptıklarını kötülük yapmak için değil, doğasında olduğu için yaptığını düşünürüm çünkü salt kötülük diye bir şey yoktur. Yani insan “Dur şimdi ben şurada kanunlara karşı geleyim ve kötülük yapayım” diye düşünmez. Yaptıkları onun doğasıdır. Bunun başka sebepleri vardır. O yüzden karaktere bu kötü adam, bu iyi adam diye yaklaşmam. Onları ete kemiğe nasıl büründürürümle uğraşırım. Nefes alması, bakması, konuşması, yürümesidir benim için önemli olan.

 

“OYUNCULUK EĞİTİMİ YÜZ YÜZE VERİLMELİ”

 

Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümü mezunusunuz ve aynı konservatuvarda öğretim görevlisi olarak uzun yıllar çalıştınız. Şimdi ise oyunculuk eğitimleri vermeye devam ediyorsunuz. Pandemi döneminde de eğitimlere devam etme şansınız oldu mu?

Ben oyunculuk eğitiminin yüz yüze, dokunarak, aracısız olarak verilmesi gerektiğine inananlardanım. Uzaktan olanı benim için sohbet oluyor. Ben yapamıyorum açıkcası. Bunu başarılı bir biçimde yapanlar var. Saygı duyuyorum ama ben yapamıyorum. Benim dokunmam lazım.


Pandemi döneminde ne yazık ki tiyatrolardan uzak kalındı. İleriki dönemler için üzerine çalıştığınız yeni bir oyun var mı?

Şimdilik bir çalışmam yok diyelim ama olmayacak demek değil. Tiyatro benim her şeyim çünkü…

 

“OYUNCULUK İZLENDİĞİ GİBİ KOLAY BİR MESLEK DEĞİL”

 

Oyuncu olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Çok klişe gelebilir ama önce eğitim, eğitim, eğitim. Oyunculuk izlendiği ya da seyredildiği gibi kolay bir meslek değil. O yüzden çok çalışmak gerek ve sürekli çalışmak gerek, durduğunuz anda bitersiniz.


Daha önce kitap seslendirdiğinizi biliyoruz. Pandemi döneminde de böyle bir çalışmanız oldu mu?

Hayır, olmadı. Bir fikir var aklımda ileriki zamanlarda yapmaya çalışacağım.

 

90’lara dönüp baktığınızda, kariyer yolunuzda, “bunu farklı yapardım” dediğiniz bir şey olur muydu?

Çok net hayır. Tüm taşlar yerine o tarihlerde konulmaya başladı.

 

Yılbaşı akşamınız nasıl geçti? Çesme’de mi, İstanbul’da mı girdiniz yeni yıla?

İstanbul'da ailemle beraber girdim yeni yıla. Evde üç kişi ve bir kedi ile şahane bir kutlama yaptık. İnsan daha ne ister…

 

“EN SON MANTI AÇTIM”

 

Sosyal medyanızda “Karantinada içimden Arda Türkmen çıktı” dediğiniz bir paylaşım yapmıştınız. Neler pişirdiniz o süreçte? En başarılı yemeğiniz hangisi oldu? :)

:) En son mantı açtım, öyle diyeyim. Eşim ve oğlumla beraber biz mutfakta çok eğleniyoruz. Valla ne yapsak çok güzel oluyor :) Ama hazırlamasını en sevdiğim öğün, sabah kahvaltısı. Her türlü atraksiyonu yapıyorum.

 

“ÇOK EVCİMEN BİRİYİM, EVDEN ÇIKMAK İÇİN İKNA OLMAM GEREK”


Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?

Ben çok evcimen biriyim. Boş zamanımın çoğunu evde geçiriyorum. Film, dizi izlemek elbette büyük bir vakit alıyor. Aklıma takılan konularda araştırma yapmak beni rahatlatan boş zaman aksiyonu. Veee elbette bilgisayar oyunları. Pandemi öncesi galiba gezmeyi de seviyorduk, tam hatırlamıyorum. Çok uzun zaman olmuş gibi geliyor :) Bir yerleri keşfetmek güzel bir şey ama beni ikna etmek zor. Evden çıkmakta zorlanan birisi olarak önce ikna olmam gerek. Çıktıktan sonra gerisi geliyor.