İzleyicilerimiz Baraj’da büyük bir zaman atlamasına şahit oldular. Dizide tüm karakterleri yıllar sonraki halleriyle görüyoruz. Zerrin karakterinde ne gibi değişiklikler izleyeceğiz?
Öncelikle dizimizdeki bu beş yıllık zaman atlama fikri ciddi bir karar. Risk alarak cesur bir adım atıldı. Bu değişim, seyirciden de olumlu tepki aldığı için mutluyum. Dizinin diğer karakterleri gibi Zerrin’de de büyük değişiklikler var. Nehir’i kaybetmeyi göze alamadığı için artık Zerrin’in tövbekar olduğunu görüyoruz. En büyük zaafı konfor içinde yaşamak olduğu için de hayatından memnun ama... Şimdilik :)
“ZERRİN’İ YENİ YENİ SEVMEYE BAŞLADIM”
Zerrin aslında hayatını dolandırıcılık yaparak geçiren, güçlü ve kararlı bir yapıya, gerçekçi bir düşünce yapısına sahip bir karakter. Zerrin karakterinin sevdiğiniz ve sevmediğiniz yanları neler?
Zerrin‘i yeni yeni sevmeye başladım diyebilirim. Karakterde artılar çok olmasına rağmen seçtiği yaşam biçimi nedeniyle hep uzak oldu benden. Nehir’e olan sevgisi nedeniyle kötü alışkanlıklarından vazgeçmesi takdir görecek bir hareket. İnsanların zaaflarından faydalanıyor, bu huyunu sevmiyorum.
“İKİ KEYİF KAHVESİ YANIMIZA KAR KALIYOR”
Dizideki rol arkadaşlarınız Feyyaz Duman, Biran Damla Yılmaz ve Burak Yörük’le birlikte oyunculuklarınız üzerine kritik yapıyor musunuz?
Dizimiz başlarken okuma provalarında uzun masa başı çalışmaları yapıldı. Şimdi de ağırlıklı olarak Damla’yla çalışıyoruz. Yoğun bir tempoyla zamanla yarışarak, ezber geçerek, sahne, kostüm, prova, mizansen derken iki keyif kahvesi yanımıza kar kalıyor.
Pandemi döneminde Shirley Valentine adlı tiyatro oyununuzu online’a taşıdınız. Hem diziye, hem tiyatroya zaman ayırmak bu dönemde zor olmuyor mu?
Dizimiz başladığında programım çok yoğundu. Haftada 4 gün çekim yapıp, 2 gün oyun oynuyordum. Pandemiyle birlikte 7 ayda 3 oyun ve 3 dijital oyun yapabildik. O nedenle çalışma açısından bu yıl en rahat yıldı. Ağırlığı dizi çekimine verdim.
“TÜRKİYE’DE DOĞA VE HAYVANSEVERLERE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR”
Sosyal sorumluluğa her daim önem veriyorsunuz hatta en son Shirley Valentine oyununuzun gelirini sokak hayvanlarına bağışladınız. Bu konuda size nasıl geri dönüşler oldu? Sokak hayvanları için yapılan farkındalık çalışmaları ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de doğaseverlere, hayvanseverlere büyük iş düşüyor. Kişisel ya da dernekler çatısı altında bir grup iyi niyetli insanın mücadelesine katkıda bulunmak da bana kendimi iyi hissettiriyor. Oyunumuz maalesef pandemi bitimini bekleyecek. Çocukluğumdan başlayarak, öğrencilik yıllarımda ve profesyonel olarak oyunculuk yaparken dayanışmaya, paylaşmanın kutsallığına inanarak yaşadım. İç zenginliğimden biraz hoşnutsam bunda önemli rolü vardır.
Sizin de ailenizin yeni bir üyesi var: Golf! :) Alıştınız mı birbirinize?
Kendimi bildim bileli hep evimizde kedimiz, köpeğimiz pek çok eşlikçimiz oldu. Bu son numara çok hareketli ve hala bebek, ama koca bebek :)
İşaret diline hakim bir tiyatrocu olarak, yönetmenlik yaptığınız öğrencilerinizle sahnelediğiniz oyun için ödül kazanmıştınız. Nasıl bir deneyimdi bu sizin için?
Bu sıkça sorulan ve benim canımı yakan bir soru şöyle ki; büyük çabalarla oluşturulmuş, emek verilmiş, büyük başarılar elde etmiş bir ekip benden sonra gönüllü bir yönetmen bulamadığı için atıl kaldı ve birkaç yıl içinde dağıldı... Bitti gitti. Bana mesleki olarak doyumsuz deneyimler kazandırdı. Zordu elbette ama çok da güzeldi.
“OĞLUMUN BİR ŞEKİLDE OYUNCULUKLA TANIŞMASINI İSTERİM”
Geçtiğimiz yıl oğlunuz Yağmur ile birlikte Katarsis programına konuk olmuştunuz. Oğlunuz o zaman meslek seçimi konusunda kararsızdı :) Oyunculuğa merakı var mı? Onun da oyuncu veya tiyatrocu olmasını ister misiniz?
Neden olmasın? İster meslek olarak seçsin, isterse hobi olarak yapsın ama bir şekilde oyuncukla tanışsın isterim. Ayrıca taklitleri çok başarılı. Oyun izlemeyi de çok seviyor.
Son dönem Türk tiyatrosuyla ilgili nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
Son yıllarda tiyatroya yoğun bir ilgi vardı. Pandemiyle birlikte tüm sahne sanatlarının üstüne 2020 karabasan gibi çöktü. Özel tiyatrolar ve küçük ölçekli sahneler masraflarıyla başa çıkamaz hale geldi ve perdelerini kapatmaya başladılar. 9 aydan beri süren bu krize devletin ciddi bir geri dönüşü olmadı maalesef. İyi niyetli bir kaç belediye dışında... Umarım bu Türk tiyatrosunda görebileceğimiz en diptir -ki artık yukarı çıkarız.
“DAHA ÖNCE OKUDUĞUMUZ KİTAPLARI YENİDEN OKUMAKTA FAYDA VAR”
Pandemi dönemini evde geçirenler için sizden kitap tavsiyelerinizi alabilir miyiz?
Umur Talu’nun bir kitabını okudum: “Senin Adın Corona Olsun”. İnsanların salgın maceralarını anlatan bir kitap. Birçok gerçek öykü var içinde. Çok bildiğimiz isimlerin hiç duymadığımız hikayeleri… Bunu okumak heyecan verdi bana.
Belki de insanlık okuduklarını anlamadığı için dünyayı bu hale getirdi. O yüzden daha önce okuduğumuz kitapları yeniden okumakta fayda var.