Öncelikle NOW ailesine hoş geldiniz:) “Son Yaz” dizisi için geri sayım devam ediyor. Nasıl geçti Çeşme’deki hazırlık süreci?

Hoş buldum:) Hazırlık sürecini İstanbul’da tamamladık. Okuma provası, saç-makyaj-kostüm provaları İstanbul’da yapıldı. Çeşme’den önce İstanbul’da çekilen sahneler vardı. Çeşme’ye geldiğimizde set ve ekip hazırdı ve hemen çekimlere başladık.

Karakteriniz Canan Kaya bir zamanlar tuttuğunu koparan, yırtıcı, idealist genç bir kızken, avukat olmak için girdiği okulda Selim’le tanışınca, hayatının seyri değişmiş. Nasıl bir karakterle tanışacak izleyici?

Canan ilk gençlik yıllarını aşkına, ailesine, evine adamış bir karakter. Aslında söylediğiniz gibi idealist hatta biraz da asi bir genç kızken, aşık olmasıyla birlikte eve ve çocuklarına kapanmış. Boşanmaya karar vermesiyle birlikte mesleğini yapmaya, kurduğu güvenli alanın dışına çıkmaya cesaret edecek. Bu dönüşümü izleyeceğiz.

 

“CANAN KARAKTERİ HAYATINI DEĞİŞTİRMEK İSTEYEN FAKAT BUNA CESARET EDEMEYEN KADINLARA İLHAM OLABİLİRSE ÇOK MUTLU OLURUM”

 Bu rolü canlandırmayı kabul etmenizde en büyük etken ne oldu?

Birçok etken var aslında ama en büyüğü diyebileceğim şu: Canan evrilen, değişen, dönüşen bir karakter. Aklımın almadığı kadar uzun bir süre sabredebilmesi de merakımı uyandıran şeylerden biri. Hayatını değiştirmek isteyen fakat cesaret edemeyen kadınlara bir nebze ilham olabilirse çok mutlu olacağım.

Karadayı, Poyraz Karayel, Hakan: Muhafız, Bir Başkadır gibi birçok dizideki oyunculuk performanslarınızla adınızdan çok söz ettirdiniz ve ettirmeye devam ediyorsunuz. Bu başarınızı neye bağlıyorsunuz?

Teşekkür ederim. Senaryoya ve karaktere odaklanıyorum ve başarı kaygısı taşımamaya çalışıyorum. Başarılı bir sonuç doğuyorsa ne mutlu... 

 

“BECERİP BECEREMEYECEĞİMDEN EMİN OLMAMAYI SEVİYORUM”

Birbirinden çok farklı karakterlerle izleyici karşısına çıkıyorsunuz. Birbirlerinden farklı olmalarına özellikle mi dikkat ediyorsunuz? Canlandıracağınız karakteri seçerken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

Özellikle dikkat ettiğimi söyleyemem. Öncelikli olarak karakterin bende merak ve anlama arzusu uyandırması, heyecanlanmak bir kriter oluyor benim için. Öyle olunca her karakter yeni bir maceraymış gibi geliyor ve “bakalım neler olacak” hissini, becerip beceremeyeceğimden emin olmamayı seviyorum. Bu noktada da farklı bir karakter olması böyle hissetmemi sağlıyor sanırım ama sırf farklı olduğu için bir rolü kabul etmiyorum. Farklı olup ilgimi çekmeyen karakterler de çıktı karşıma. Önemli olan heveslenmek ve merak duygusu oluyor.

 

“YAPTIĞINIZ İŞİ NEDEN YAPTIĞINIZA DAİR İNANDIĞINIZ BİR CEVAP OLMALI”

Eskiden doğum günlerinde, belediye etkinliklerinde palyaçoluk, yazları animatörlük yapmışsınız. Kendi paranızı kendiniz kazanmışsınız, kendi ayaklarınız üzerinde durmuşsunuz her zaman. Oyunculuk hayali olan gençlere en büyük tavsiyeniz ne olur?

Neden oyunculukla ilgilendiklerini yol boyunca kendilerine sormayı unutmamalarını tavsiye edebilirim. Ben de hala sorduğum için söylüyorum, kendime de bir tavsiyedir yani. Cevaplarım dönem dönem çok değişti fakat her zaman beni motive etti. Sadece oyunculuk için değil tüm meslekler için böyle sanırım. Yaptığınız işi neden yaptığınıza ya da neden sevdiğinize dair inandığınız bir cevap yoksa, devam etmek çok zor olsa gerek.

Dizilerin yanı sıra İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında Olağan-İçi Bir Gezi’yi online olarak izleyiciyle buluşturdunuz. Nasıl bir deneyimdi bu? Nasıl geri dönüşler aldınız?

“Olağan-içi Bir Gezi” projesi Barış Arman’la yaptığımız bir işitsel-performans deneyimiydi. Barış’la “Fotoğraf 51” oyununda birlikte oynadık, aynı zamanda yönetmen kendisi. Performans ve tiyatro adına dünyada neler olduğunu takip eden, fikirsel olarak sınırlarını esnetebilen biri. “Olağan-içi Bir Gezi” de ülkemizde alışık olduğumuz performans sınırlarının dışına çıkan bir proje. Seyirci-oyuncu ilişkisini kıran, katılımcıların evinde -mümkünse tek başına- kulaklığından dinlediği bir rehberle evini yeniden fakat bambaşka bir gözle gezdiği, hatta bir performansçıya dönüştüğü bir deneyim. Kaydı Hakan Atmaca’yla gerçekleştirdik ki o da daha önce çalıştığım, yaptığı şeyin hakkını veren önemli bir ses tasarımcısı. Başta, projeyi tanıtırken, nasıl bir şey olduğunu anlatmakta biraz zorlandık ama tecrübe edenlerden gelen reaksiyonlar oldukça olumlu oldu. Aşina oldukları, bildiklerinden emin oldukları evlerini, daha önce hiç hissetmedikleri, düşünmedikleri bir hal içinde yeniden keşfetmek onlar için de enteresan bir tecrübe olmuş. 

Pandemi devam ettiği sürece online tiyatro çalışmalarınıza devam edecek misiniz?

Tabii ki. Başka projelerde de yer almayı isterim. Pandemide, pandemiden sonra, online ya da değil, bir aksilik olmazsa tiyatro ve performans çalışmalarına devam edeceğim.