Kefaret dizisinde Meltem karakterini canlandırıyorsunuz. Meltem’i en yakın arkadaşına yaptığı büyük bir haksızlıkla tanıyoruz. Zamanla izleyici Meltem’i benimseyecek mi dersiniz?

 

Meltem’in hem babasıyla hem de eski eşiyle yaşadığı aslında seyircimize çok dokunacak.  Meltem’in travmaları var. Bu travmalar da onun kendine has bir koruma mekanizması oluşturmasına sebep olmuş. Ahmet’le yaşadığı ilişkide aldığı kararların, özünde asıl nedenlerini en içten şekilde yansıtabilmek, hak verilmese de Meltem’in motivasyonundaki acıları hissettirebilmek en büyük temennim.

 

“MELTEM KARAKTERİ YOĞUN BİR ÖN HAZIRLIK YAPMAMI GEREKTİRDİ”

 

Kefaret’teki rolünüz için nasıl hazırlandınız? Şimdiye kadar çekimler nasıl geçti?

 

Meltem daha evvel canlandırdığım karakterlerden çok farklı yaşanmışlıkları olan bu noktada benim için daha yoğun bir ön hazırlık yapmamı gerektiren bir rol oldu. Meltem’in aldığı kararların altında yaşadığı travmaları sağlamlaştırmak için defterler bitirdiğim çalışmalarım oldu. Elime yeni bölümlerimiz geldikçe de bunları katmanlaştırmaya devam ediyorum. Çekimlerimiz ise çok keyifli geçiyor. Ekibin mutluluğunu, huzurunu çok önemseyen; başarının da ancak gerçekten ekip ruhuna sahip olunca doğduğuna inanan bir insanım. Çok şükür ki ilk günden beri kendimi çok güvende hissettiğim ve parçası olduğum için inanılmaz şanslı hissettiğim bir ekiple çalışıyorum.

 

 

2015’ten beri sizi aktif şekilde TV’de görüyoruz. 5 yıllık TV kariyerinizde bir dönüm noktanız var mı?

 

Bir önceki projem Sevgili Geçmiş’te canlandırdığım Azra karakteri benim için kalbimde bir dönüm noktası diyebilirim. Yetimhaneden gelen, hayatta kalma mücadelesiyle çırpınan, şarkı söyleyen dans eden, hem beyaz hem siyah yanları olan çok yönlü bir karakterdi. Onu canlandırabilmek bir oyuncu olarak manen bende büyük bir dönüm noktası oldu.

 

 

“DAHA EVVEL SAÇLARIMI HİÇ BOYATMAMIŞTIM”

 

Kısa bir zaman önce saç renginizi değiştirdiniz. Rolünüz için mi bu değişikliğe gittiniz?

 

Evet! :) 25 yaşındayım ve daha evvel hiç saçlarımı boyatmamıştım. Sarı rengi denemek hep merak ettiğim ve istediğim bir değişiklikti. Meltem vesilesiyle kumraldan sarışına dönmüş oldum.

 

 

 

“PLAK HEDİYE ETMEYİ ÇOK SEVERİM”

 

Bir plak koleksiyonunuz olduğunu biliyoruz. Bu merakınızın kaynağı nereden geliyor? Aileniz de sever mi plak dinlemeyi?

 

Hayatım müzikle çevrili diyebilirim. Karakterlerime hazırlanırken de muhakkak onların duygu durum ve yaşanmışlıklarını bana sahne öncesi daha rahat hatırlatabilecek listeler oluşturuyorum. Plak koleksiyonuma ise babamın sonradan bana hediye ettiği 76 yapım, çok sevdiğim antika pikabımla heves ederek başladım. Koleksiyonum için, gittiğim şehirlerden ikinci el özel parçalar toplamaya gayret ediyorum. Plakların daha nostaljik, gerçek, içten ve sevgi dolu olduğuna da inanıyorum, bu yüzden plak hediye etmeyi de çok severim.

 

 

 

“DANS KONUSUNDA DAHA PROFESYONEL PROJELER YAPMAK İSTİYORUM”

 

Büyük de bir dans tutkunusunuz. Videolarınız da takipçileriniz tarafından çok beğeniliyor. Bu tutkunuzu hiç profesyonel olarak ele almayı düşündünüz mu?

 

Çocukluğumdan beri dansla iç içeyim. Latin, tango, bachata gibi birçok alanda dans ettim. Bu sene ise R&B ve african alanlarında eğitimler aldım. Kesinlikle dans konusunda daha profesyonel projeler yapmak istiyorum. Bunu hem oyunculuğumla harmanlayabileceğim bir müzikalde hem de salt dans performansı olarak gerçekleştirebilmek en büyük hedeflerim arasında.

 

“FANATİK BİR FENERBAHÇE TARAFTARIYIM”

 

Bunun yanı sıra lise yıllarında voleybol oynadığınızı biliyoruz. Hala da maçlara gittiğinizi söylemişsiniz. Koşu, pilates de cabası. Spor hayatınızın çok önemli bir alanını kapsıyor diyebilir miyiz?

 

Spor yapmadığım bir dönem sanırım hiç yok. Çocukluğumda basketbol, dans, hatta futbolla dahi ilgiliydim. Lise yıllarımdaysa voleybola devam ettim. Şartlar gereği zamanla koşu, pilates gibi daha bireysel alanlara yöneldim. Aynı zamanda gerçekten fanatik bir Fenerbahçe taraftarıyım. Sporun içinde olmak kadar seyircisi olmak da bana çok büyük bir keyif veriyor.

 

“GÜNCEL SERGİLERİN HEPSİNİ ZİYARET ETMEYE ÖZEN GÖSTERİRİM”

 

En büyük tutkularınızdan biri de sergiler ve kültür turları. Sergiler ve sanat turlarıyla ilgilendiğinizi, Fransa ve Fransızca’ya özel bir ilginiz olduğunu biliyoruz. Bize biraz bu konudan bahseder misiniz? Fransa’da sizi en çok çeken şey nedir?

 

Köken olarak eski İstanbulluyuz. Manen kültürel zenginliği bu denli yüksek bir şehrin memleketim olmasından muazzam bir mutluluk duyuyorum. Bu da bende İstanbul’u doyasıya yaşama isteği doğuruyor. Bu sebeple güncel sergilerin hepsini ziyaret etmeye özen gösteriyorum. Fransız kültürüne ilgim ise çocukluğumda başladı. Önce internet üzerinden eğitimlerle sonra da kurslarla Fransızca bilgimi geliştirdim. Müziğinden, edebiyatına, felsefesinden mutfağına kalbime çok dokunan bir kültüre sahipler, sanırım ilgimin en büyük sebebi bu.

 

“ARTIK PEK TATLI TÜKETMEMEYE ÖZEN GÖSTERİYORUM”

 

Tatlı düşkünü olduğunuzu ve farklı tariflerde tatlılar yaptığınızı duyduk…

 

Yeni lezzetler tatmayı da pişirmeyi de çok seviyorum. Mutfakta olmak, sevdiklerime yemekler hazırlamak bana çok keyif veriyor. Bu alanda da bir eğitim almak o yüzden çok istiyorum. Ve evet, inanılmaz tatlı düşkünüyüm, fakat sağlık koşullarım sebebiyle maalesef artık pek tatlı tüketmemeye özen gösteriyorum.

 

“EMILIA CLARKE ÇOK BEĞENDİĞİM BİR KADIN”

 

Takipçilerinizin sizi Emilia Clarke’a ve birkaç farklı oyuncuya benzettiği olmuş. Bu benzetmeler hoşunuza gidiyor mu?

 

Kariyerinde dünya çapında muazzam işler yapmış, tüm içtenliğiyle ve doğallıklarıyla sevilen oyunculara benzetilmek tabi ki çok güzel. Emilia Clarke özellikle gülüşüyle benim de çok beğendiğim bir kadın. Umuyorum kariyerimde global projelerde yer alarak onunla daha fazla benzerlik taşırım. :)

 

Boğa burcusunuz. Burcunuzun özelliklerini taşır mısınız?

 

Sabırlı oluşum, doğaya ve doğala düşkünlüğüm boğa burcumdan geliyor diyebilirim. Fakat astrolojiye meraklı bir insan olarak, yükselenim olan Kova burcunun rasyonelliğine, bitmek bilmeyen öğrenme isteği ve merakına daha çok sahip hissediyorum :)